(İlk sergi için özet)
İnsan, eğer yerkürenin sadece bir yarısında yaşayan eril, üstün, baskın, güçlü ve uygar bir iktidar öznesinin adıysa, “susturulmuş, bilinçaltına itilip bastırılmış şeyler gibi dilin en karanlık köşelerine” sıkıştırılmış, ben ve onun kültürü için bir seçenek değil “kendine karşı bir tehdit bir felaket” olarak görüldüğü için dışlanan, ilkellik ve barbarlıkla tanımlanan, suçlanan, cezalandırılan, kapatılan ve iktidarın kurumlarınca kendisine benzetilmek için disiplin, gözetim ve denetim altına alınan bütün farklılıklar “Öteki” adını taşıyor. Öteki, bu durumda insanda farklı olandır ve onun üzerinde iktidarın her türlü yaptırım hakkı meşrulaştırılabilir. Bu haklılaştırma, ırkçılık gibi en vahşisinden... “ötekini içermeyen ama sadece ötekine gönderilen mesajları içeren bir iletişimsiz dil” yoluyla baskı, güdüleme, denetim ve yaptırımlar olarak şiddetide içerir. Habermas her tür şiddetin; eşitsizliğin, ayrımcılığın ve dışlanmışlığın uğrak yeri olduğunu söyler. Ancak iktidarın sistematik olarak çarpıttığı bir iletişim sonucunda “Ben” ve “Öteki” ya da “Biz” ve “Ötekiler” veya ”Benzeşim” ve “Farklılıklar” birbirlerine yabancılaşır, birbirlerini artık toplumun katılımcı bireyleri olarak görmez olurlar.
(Brief for first exhibition)
If “human being” is the name given to the superior, dominant, powerful and civilized subject of power, residing solely in a specific part of the earth, all other differences that have been constricted to “the darkest corner of the language as things that have been silenced and suppressed in the unconscious” and that are marginalized, defined as primitive and barbaric, accused, punished and kept under harsh discipline, close supervision and control by institutions of power in order to be assimilated since they are seen as “disasters targeting his culture” rather than “an option for this culture that belongs to us” can be named as the ‘Other.” In this sense, the ‘other’ is what’s different in a human being and all sorts of rights to impose sanctions can be legitimized through these differences. This differentiation is an activity that is highly violent just as racism… It contains violence in forms of oppression, motivation, supervision and imposing sanctions through “an uncommunicative language that excludes the other but solely contains messages that are transmitted to the other.” Habermas states that all types of violence are the beaten tracks of inequality, discrimination and social exclusion. However as a result of a communication systematically distorted by those in power, “I” and the “Other” or “Us” and the “Others” or the “Similarities” and the “Differences” become alienated from each other and they no longer see each other as the participative individuals of society.
Canan BEYKAL